Close

Sefkat, Sevgi, Kabul…

Yaşamda en ihtiyaç duyduğumuz şeyler her zaman kendiliğinden ortaya çıkmayabilir. Şefkat, sevgi ve kabul gibi ruhumuzun besini olan iyileştiriciler de kendiliğinden orada belirmeyebilir. İşin en çetrefilli yerinde hata yaparken, sınavda bildiğin soruyu yanlış cevaplarken, çocuğun “sen kötü bir annesin-babasın” dediğinde, patronun sana hakaret ettiğinde, küçük düştüğünü hissettiğinde, önemli bir konuşmada sesinin titrediğini başkaları da duyduğunda, utandığında ya da dibe vurduğunda, kendini ve karşındakini kabul etmek ya da şefkat gösterebilmek çok kolay değildir. Ama dönüşümün gerçekleştiği yer de orasıdır. İhtiyacımız olan şey ise, bilinçli bir farkındalıkla, olanı kabul edip, şefkat göstermektir.

Tam da zorlandığında, tam da ihtiyacın olduğunda, “şu an gerçekten neye ihtiyacım var?” diye sorabilmek de şefkattir aslında. Öfkelerimizin, hırslarımızın, kibirlerimizin, aşağılık hislerimizin arkasına sinsice gizlenmiş, duygusal yoksunluklarımız olabilir mi? “Şu an sevilmeye ihtiyacım var” diyemez de insan, “Kalbim sıkışıyor” der, “Kendimi çaresiz hissediyorum” diyemez de, “Sen zaten hep böylesin!” der. “Kendimi sevilmeye değer hissetmiyorum” diyemez de, “Sen beni sevmiyorsun” der. Der çünkü, bu daha kolaydır. Çünkü gerçek duygularımızı ve hislerimizi paylaşırsak, kırılganlığa açık hale geliriz. Bu da bir felakettir! Oysa kırılganlıklarımızı paylaşma cesareti, sevgi, şefkat, aidiyet ve kabulü doğurur. Gerçekten ihtiyacımız olan şey de budur… Şefkati, sevgisi, paylaşımı ve kendiliğindenliği bol anlarınız olsun bu hafta ve her an…

Mutlu haftalar…