Anı yaşamak deyince pek çok insanın aklına “aman boşver’ci” “sonra hallederiz’ci” kişiler geldiğini farkettik. Biz de bu konuyu biraz açmak istedik. Zihnimizin sakin olması büyük ölçüde içinde bulunduğumuz anı ne kadar yaşadığımıza bağlıdır. Zihnin sakinliği için, dün sevgilinizle yaşadığınız sürtüşmenin, 3 gün sonra alacağınız yarım günlük izinin ya da bir hafta sonra çıkacağınız tatilin pek bir önemi yoktur. Aslında tek varolduğumuz yer “şimdi ve burada”dır. Ne var ki, çoğumuz bir çok şeyi aynı anda dert etme konusunda ustalaşmışızdır.
Geçmişteki sorunlarımız, gelecek için endişelerimiz ve tüm bunların yanı sıra yaşamı ve mutluluklarımızı daha ileri bir tarihe erteleyişimiz sıklaştıkça depresyon, ümitsizlik kapımızı çalmaya başlar. O “bir gün” fantezisi bizi mevcut gerçekliğimizden koparır, o “bir gün” bir türlü gelmez.
Kısacası yaşamı, sanki gelecekte giyeceğimiz bir elbisenin provasıymış ya da geçmişte geçirdiğimiz kötü bir anının hapsindeymiş gibi yaşarız. Oysa korkuyla savaşmak, sakin ve açık bir zihinle yaşamı sürdürmek için en iyi yol, dikkatimizi şimdi ve burada olana yönlendirmektir…