Eğitimciler, anne-babalar, lider yöneticiler; “etkili” olmak istiyorlarsa bahçıvanları örnek almalılar. İşinin ehli olan bahçıvanlar her çiçeğin, her bitkinin, gelişebilmek için farklı su, farklı sıcaklık, ışık ve bakıma ihtiyacı olduğunu bilirler. “Bugünün hakkı budur” deyip bütün çiçeklere aynı suyu vermezler. Onları birbiriyle kıyaslamaz. Elindeki elmayı, zorla armut çıkması için zorlamaz. Olduğu gibi kabul eder ve ihtiyacı olan bakımı yaparlar.
Yetenek keşfi, bilimsel olarak birçok parametreyi birlikte getirir. Pek çok yetenek alanından, pek çok araştırma ve yöntemle desteklenmesi gerekir. Yetenek keşfi, sadece kişinin neye yeteneği olduğunu öğrenmek değildir. Kişi, yetenekleriyle uyumlu doyumlu bir yaşamı ve kendi yetenekleriyle uyumlu mesleği de, nasıl inşa edeceğini öğrenmiş olur. Bu doğrultuda, ne el yordamıyla, ne sadece bir takım testlerle ne de sadece gözlemle ölçülemeyecek kadar karmaşıktır.
Türkiye’de ilk olan Özgün Yetenek Sistemiyle, bireyleri 9 farklı yetenek boyutunda inceler, her bireye özel ortalama 50 sayfa rapor hazırlarız. Bu sayede aile çocuğunu tüm yönleriyle tanırken, çocuk kendini ve yeteneklerini farkederek, gelişimini sağlıkla sürdürür.
Çok sevdiğimiz bir atasözü vardır: “Bin bilsen de bir bilene danış.”
Çocukları el yordamıyla keşfetmeye kalktığımızda maalesef sınıfta kalıyoruz. Şu an istatistiksel olarak ülkemizde yanlış meslek seçerek, tükenmişlik sendromuyla baş etmek zorunda kalan 3 kişiden 2’sinin yaşadığı gibi…
Oysa eğitimi ve kariyeri yeteneklerinin üzerine inşa edilen bireyler, yaşam boyu mutlu ve başarılı olurlar.